Bu sayfada, zattıma yönelik online, açık ya da kapalı emaillerde veya erişilir web sayfalarında sarf edilen hakaretamiz eleştirilerin bazılarını sıraladım Nişanyan'ın Dürer-i Dübr'üne özenerek. Hakaretleri paylaşırken, övgüleri kendime sakladım. İmla ve gramere dokunmadım.
Ayrıca, twitter gibi sosyal medya platformlarındaki hakaretlere yer vermedim. Bilhassa @ferayebend kullanıcı adlı zavallının hakaretlerini okumak için söz konusu kullanıcının twitter profilini ziyaret edebilir, memleketimden insan manzaraları seyredebilirsiniz.
Sabrım sınırsız değildir
Ben Allah'a inanan insanım. Sizin zırvalarınız, saçmalamalarınız için ayıracak vaktim yok. Ayrıca bu memlekette yaşayıp nimeterinden faydalanıyorsanız askerliğinizide yapıp vatan borcunuzuda ödeyeceksiniz. Kaçış yok kıvranmayın. Bana da mail atıp durmayın sabrım sınırsız değildir.
Kamil Ergun, kergun@mynet.com
Eposta, 1 Şubat 2013
Can Başkent'in İlerici Kadrosuna
ATEİZİM: Hayatı anlamsızlaştırarak, İnsanlara İNTİHARDAN BAŞKA YOL BIRAKMAMANIN ADI.
Allah’a ve ahirete iman olmazsa!
HAYAT, YOK OLMAK İÇİN ZORLUKLARINA RAĞMEN ZORUNLU OLARAK YAŞANAMAYACAĞINA GÖRE!
Sevimsiz yaşlılık ve içinde tehdit eden, kaçınılmaz ölüm ve ÖLÜMDEN beter acıları ile ölümcül hastalıklardan,
Allah’a ve Ahirete iman edip, hayatı sonucu itibariyle anlamlı ve amaçlı kılmaktan başka bir kurtuluş yolu VAR MI?
Ateistlerin, İnkâr ettikleri cehennemden ödleri kopmasaydı!
Yokluğun tehdidi altında, SÜLÜK GİBİ SÜRÜNMEKTEN BAŞAKA BİR ANLAM VE AMACI OLMAYAN, BAKTERİYEL bir hayat yaşamakta oldukları DÜNYA CEHENNEMİNDE SONUNA KADAR YAŞAMA İNADI GÖSTEREBİLİRLERMİYDİ.
Akıllı insan iman eder.
Akıllı ve cesur ateist İNTİHAR EDER diyorum.
Sayın Ateistler acaba siz ne dersiniz?
Necdet Erem, necdet1335@hotmail.com
Eposta, 26 Ekim 2012, Kurban Bayrami
Sabık Ermeni gibi
Kurban inancı için hurafe demek gibi bir saygısızlığı yaptıktan sonra ne söylesen boş!
Etyemezlere saygımız var, ama inançlara saygısız olanlar hiç bir saygıyı hak etmiyorlar. Tıpkı inancını kaybettiği yetmiyormuş gibi karısını döven sabık Ermeni gibi... Bilesin...
M. Miyasoğlu, m_miyasoglu@mynet.com
Eposta, 24 Ekim 2012, Kurban Bayrami arifesi
Öğüt...
Biyolojik feminizm” ise feministlere, “yavan bir küçük burjuva hayali” olarak anılmamak için, cinsiyet farklılıklarını mutlaklaştıran, patriyarkanın elini güçlendiren kadınlık ve erkeklik rollerini “doğal” kabul etmeyi öğütlüyor.
Deniz Saltukoğlu, Selin Çağatay
Feminist Politika, Bahar 2010
Mizajen!
Subject: can başkent isimli arkadaş bir skandala imza atmış…
sevgililer,
can başkent isimli, daha önce kaos gl ye yazdığını da beyan eden bir arkadaş msele dergisinin son sayısında bir yazı yayımlatmış...aşağıda görebilirsiniz... kadınların beyninin erkeklere göre küçük oldupunu bu yüzden fenni bilimlerde başarısız olduğunu, bu yüzden de femnizm in yeni bir yol haritası çizmesi gerektiğini vs kendnce bilimsel bir yoldan kanıtlamaya çalıştığı bir yazı yazmış... mesele dergisi de kendilerine önerilen yazıları okumuyor olsa gerek, kaos gl referansına güvenerek bu yazıyı basmış... size sorum
bu arkadaşı tanıyor muyuz? tanıyorsak, nasııl bir taır almamız gerektği? arkadaş epey mizajen de…keyifli okumalar, veya allah sabır versin….
aykan
Aykan Safoğlu, email grupları, Ocak 2010Milli Feminist Nefer!
(…)
bu tartışmanın olduğu yer, peki milli feminist kaos gl neferimiz can başkent bu konuyla ilgili bir iki kelam etmiş: özetlemek gerekirse, bir pozitivizm güzellemesi ile başlayarak doğa bilimlerinin çalışmalarının bilim tarafından gözardı edildiğinden girmiş. ardından yukarıda verdiğimiz lawrance summers'ın yaptığı hataya düşerek (hem de bu olayı da anlatarak), normatif olarak sunduğu bilimsel örneklerle kadınların bilimsel kapasitelerinin düşük olduğundan bahsetmiş. ardından da bütün normatif önkabullerinden emin ve sonuçların pozitifliğine kani tutumunu, sorular ile sonlandırıyor:
"Peki biz bunun ne kadarını ciddiye almalıyız? Acaba, feminist biyologlar yetiştirip, harıl harıl karşıatak için hazırlanmalı, kadınların “üstün” olduğunu gösteren deneyler keşfetmeye mi çalışmalıyız? Yoksa, kadınların biyolojik dezavantajlarının sorun yaratmayacağı bir toplum mu inşa etmeye gayret etmeliyiz?" can bey, siz bilimin nesnelliğine bu kadar kaniyken, makaleyi hakkını verircesine kadınlar bilim yapmaya uğraşmasın diyerek bitirmemeniz büyük talihsizlik olmuş. yani düşünün ki, feminist beden politikasına "anarşist" bir bakış açısıyla katkı yapmak iseyeceksiniz ardından elindeki metinleri erkek egemen yanlı okuyup, sonra da vah vah ne yapmalı diyeceksin olacak iş değil.
Anarşist Metod blogu, http://ferayebend.blogspot.com, Ocak 2010
Oldukça Boktan Bir Yazı!
oldukça boktan bir yazı. bu ayki mesele dergisinde de yayınlandı. arkadaşın (ve günümüz toplumlarının çoğunluğunun) kadın-erkek farklarıyla ilgili sözde biyolojik inançları, rasgele biraraya getirilmiş. feministlere ders verme iddiası da ayrıca sevimsiz, etyen mahçupyan'ın geçen yılki yazısını hatırlatıyor. aslında bilimsel cevap olarak da, bana da çok mantıklı gelen bir makale vardı haftalar önceki Newsweek Türkiye'de, ingilizce Newsweek'ten tercüme. Kadın beyni - erkek beyniyle ilgili yeni çıkan bir bilimsel kitaptan sözediyordu ve genetiğe değil, yetiştirilmeye bağlıyordu beyinlerin farklılaşmasını. ama bulamadım yazıyı ya da kitabı internette..
Öner Ceylan, http://friendfeed.com/onerceylan, Aralık 2009.